Narsistin Duyguları

Narsizmi anlamanın en zor tarafı duygusal sistemlerinin bizimkinden son derece farklı olması. Bi insanın nasıl olup da kimseye karşı sevgi hissedemediğini, en basit durumda bile empati kuramadığını anlamak çok zor mesela. Onların kendi içlerinde yaşadığını biz hiç deneyimlemediğimizden anlaması çok zor oluyor. Peki narsistler gerçekten zombi gibi mi yaşıyor? Yaşayan ölü gibi öyle duygusuz. Hiç mi bişey yok hissettiği bu adamın?

Var.

Bazı duyguları hissedebiliyorlar. Aşağıda neleri hissedip neleri hissedemediklerini detaylandırıyorum.

Hissedebildikleri;

Öfke: Terk edildiklerinde, reddedildiklerinde ve eleştirildiklerinde çok şiddetli öfke hissediyorlar.

Kıskançlık, haset: Kendilerinde olmayan bir şeye bir başkasının sahip olduklarını gördüklerinde, daha yüksek marka bir araba, daha güzel bir eş vb gibi. Veya kendisinde olsa dahi bir başkasının bir şey başardığını gördüğünde örneğin birisi onunla aynı pozisyona terfi ettiğinde. Veya biri kendisiyle hiç alakasız bir konuda bir şey başardığında. Veya bir topluluk içinde kendisi dışında birinden övgüyle bahsedildiğinde kıskançlığı hissediyorlar.

Hayal kırıklığı: Birini canı istediği gibi kontrol edemediğinde, kendi isteğine karşı gelindiğinde, istediği bir şey gerçekleşmediğinde hisseder.

Nefret: Ona karşı gelindiğinde, bir davranışı eleştirildiğinde, onun söylediği herhangi bir şey kabul edilmediğinde veya karşı taraf kontrolünden çıktığında bunu bi nevi ihanet olarak algılar ve nefret hisseder.

Güç: Hissedebildiği ve en sevdiği duygu. Bizdeki mutluluğun, neşenin ve diğer olumlu hislerin karşılığı onda güçtür. Güçlü hissedebilmek için yaşar. Birini kontrol edebildiğini gördüğünde, övüldüğünde, bir şey başardığında, ne kadar saçma da olsa istedikleri yerine getirildiğinde, hayran olunduğunda, birini sömürdüğünde, beklediği bir şey olduğunda, birinin hisleri üzerinde etkisi olduğunda güçlü hisseder. Sizden çeşitli yöntemlerle sürekli yakıt almaya çalışmasının nedeni budur.

Tüm bu duyguları gerçektir. Gerçekten ve yoğun bir şekilde bunları hissederler.

Hissedemedikleri ise;

Merhamet: Empati kuramadığından merhamet hissedemezler. Vicdanları yoktur.

Üzüntü: En yakınları hastalandığında hatta öldüğünde bile üzülmezler. Duygusal olarak acı çekmezler. 

Sevgi: Sevgiyi hissedemezler. Ne kendisi sevebilir, ne de sizin sevginizi hissedebilir. Sadece anlar, bilir ama hissedemez. Gerçek bir sevgiyle sahtesinin arasındaki farkı ayırt edemez.

Özlem: Seni özledim demek onun için seni biraz daha kullanabilir miyim bir yoklayım dedim demektir. Bir narsist kimseyi özlemez. Sizi kırdıktan sonra iyileşene kadar bekler yeteri kadar süre geçtiyse geri gelip sizden biraz daha enerji alıp alamayacağını öğrenmek için bunu kullanır.

Mutluluk: İyi bir aile, çocuklar, sağlık veya çok para. Neye sahip olursa olsun mutlu olamaz. Mutsuz da değildir. Mutluluk diye bir kavramı yoktur. Yüklenmemiş. 

Mutsuzluk: Mutsuz olmaz. Ne olursa olsun.

Neşe: Narsist neşelenmez. Uzun zamandır beklediği bir şey gerçek olsa mesela. Neşe hissi yoktur. Güç hisseder.

Korku: Korkuyu da hissedemezler. Hiç bir şeyden korkmazlar. 

Utanma: Bütün yalanları ortaya çıksa yüzüne söylense de utanmazlar. Her şeyi kendinde hak gördüğü için utanma hissedemezler.

Endişe: Hiç bir şey için endişelenmezler. Her şeyi kolaylıkla riske atabilirler. Sizi de tabi. 

Hissedemedikleri tüm duyguları tanırlar. Diğer insanların hangi durumlarda bunları hissettiklerini bilirler. Bu nedenle ne zaman mutlu görünmeleri gerektiğini ne zaman üzülmeleri gerektiğini vb anlarlar ve buna uygun olarak rol yaparlar. Bir çok duyguyu hissetmez, taklit ederler. Çok iyi oyuncu olmaları burdan gelir çünkü toplumdan dışlanmamak ve istediklerini elde etmek için küçük yaştan beri rol yapmaya mecbur kalmıştır. Bu konu onun uzmanlık alanıdır. 

Hissizlikleri sebebiyle hissettikleri bir diğer şey de can sıkıntısıdır. Derin bir can sıkıntısı ve boşluk hissi içindedirler. Bu nedenle sürekli etraflarında olaylar olsun isterler. Birine takar, onu bırakır, başkasını alır, gezer, gider, gelir, sosyal hayatı hep canlıdır, yerinde uzun süre duramaz ve stabil kalamazlar. 

Neleri hissedip neleri hissedemediklerinin farkındadırlar. Güç ihtiyaçlarının ve bu gücü kazanmak için diğerlerine verdikleri zararın da farkındalar. Ama umursamıyorlar. Çok temel insani duyguları hiç deneyimlemediklerinden oynadıkları oyunun sonuçlarının ne kadar can yakıcı olabileceğini bilseler bile içsel olarak anlayamıyorlar. Bu yüzden onun hissedemediği duyguları hissetme kabiliyeti olan bir insan için çok ama çok tehlikeliler.