Hoş Geldiniz
Hayatınızın orta yerinde narsist olduğunu düşündüğünüz biri mi var?
Hatta o var da siz yok gibi misiniz?
Kendinizi tükenmiş, kullanılmış, küçük düşürülmüş ve değersizleştirilmiş hissederken başınıza geleni anlamaya çalışırken mi buldunuz?
Ta ta ta tamm hoş geldiniz...
Onu ilk gördüğünüzde piyango size çıkmış
gibi hissedersiniz. İstediğiniz her şeye sahiptir ve hepsini sizinle paylaşmaya
hazırdır. Çekicidir, güçlüdür, ışıltılıdır en çok neye ihtiyaç duyuyorsanız kolayca
size onu verir. Bir anda bulutların üzerinde uçurur ama sonra aynı hızla yere
çakar. Onlarla yaşamak tıpkı uyuşturucu bağımlılığı gibidir.
Önceleri karşılıksız verir siz alıştıktan ve bağlandıktan sonra kat be kat
geri alır. Sizinle kedinin fareyle oynadığı gibi oynadığını hissedersiniz. Sizi kontrolü altında tutmak birinci vazifesidir. Hayatınızın önceliği o olmalıdır. Hatta mümkünse hayatınızda ondan başka herhangi bir şey olmamalıdır. Ancak aynı zamanda çok güzel, çok başarılı, çok seksi, çok zengin vb olmalısınızdır. Her şeyi talep eder fakat bir şey vermez. Bu ilişkide karşılıklılık yoktur. Sadece onun
ihtiyaçları vardır. Sizinle sevgi temelinde bir bağ kuramaz. Hayatındaki hiç kimseyle derin bir ilişki geliştiremez, onun suları hep sığdır. En temel ihtiyacı “yakıt”tır. Sizden ve diğer kurbanlarından aldığı yakıt sayesinde yaşar. Sizi ve hiç bir kimseyi sizin anladığınız anlamda sevemez. Gerçekte kim
olduğunuzla ilgilenmez. Ona olan hayranlığınızı, sevginizi, takdirinizi, paranızı,
statünüzü, sosyal ortamlarda sizinle görünmeyi sever. Sizi seks için, öfkesini
çıkartmak için, ayak işlerini yaptırmak için, güçlü hissetmek için veya başka bir nedenle kullanabiliyor olmayı sever. Sizi aşağılayabilmeyi, üzmeyi, ezmeyi sever. Kendisini bu şekilde güçlü hisseder. Sevgi onun için fayda
demektir. Faydası kalmamış birisi ona yakıt sağlayamaz ve hiç vakit kaybetmeden
çöpe atılır. Yerine başka yakıt kaynağı bulunur. Hiçbir şey olmamış gibi.
Onlar için insanlar duyguları, kendi kişilikleri
ve ihtiyaçları olmayan nesnelerdir. Sevgileri ve verdikleri değer birinin evindeki bulaşık
makinasını sevmesine benzer. Yeniyken değerlidir. İlk zamanlar özenle kullanılır, sonrasında
ihtiyaç olduğunda. Zaman gelip makine arızalanırsa çöpe atılır, yerine yenisi
alınır. Eski bulaşık makinaları özlenmez, ona ne olduğu merak da edilmez.
Narsistler başlarda anormal değer vererek gökyüzüne çıkardıkları oyuncaklarını bir süre sonra yerin dibine sokup terk ederler. Ancak bu kişilerle olan
ilişkilerini tam olarak kesmezler. Onlar için bitiş kavramı yoktur. Ona göre
siz onun malısınızdır ve siz veya o yaşadığınız sürece canının istediği her şeyi
istediği herhangi bir zamanda yapabilme hakkına sahiptir. Sizi ne kadar korkunç
bir halde bıraktıysa da yeni makine alacak parası olmadığında hiçbir şey
olmamış gibi gelip sizi çöpten çıkaracaktır. Fakat hiçbir zaman o ilk
günlerdeki ışıltılıyı hissedemezsiniz. Bozulmuş ve yıpranmışsınızdır. Narsist
sizi tamir etmez, yalnızca idare eder ve gider.
Bir narsistle insani ilişki kurmaya çalışan herkes bu ilişki içerisindeyken kendini tükenmiş ve çaresiz hisseder. Özellikle de bu kişi eşiniz,
anneniz, babanız, sevgiliniz, çocuğunuz veya diğer yakın ilişki içerisinde
bulunduğunuz biriyse.
Ben bu deneyimi yaşayan biri olarak benzer
süreçlerden geçen insanlarla kendi tecrübelerimi paylaşmak amacıyla bu
bloğu yazmaya karar verdim. Bir sağlık profesyoneli değilim, psikolojiyle ilgili akademik bir uzmanlığım da bulunmuyor ancak bu konuda çok fazla okuyarak, araştırarak en önemlisi de hem bizzat deneyimleyerek hem de başka narsist kurbanlarını dinleyerek tecrübe sahibi olmuş biriyim. Geldiğim
noktada narsistle yakın ilişkide olan birinin perspektifinden sizlere bu kişilik
bozukluğunu anlatmak, bu kişilik tipi ile ilgili edindiğim bilgi ve tecrübelerimi sizlerle paylaşmak ve
narsistle ilişki yaşamanın duygusal zorluklarıyla nasıl başa çıkılabileceğine
dair bir şeyler yazmak istedim.
Eğer sizin de bir narsistle ilişkiniz yaşamınızı zorlaştırıyorsa umarım
yazacaklarım size yardımcı olur.
Sevgilerimle,
Ta ta ta tamm hoş geldiniz...
Onu ilk gördüğünüzde piyango size çıkmış
gibi hissedersiniz. İstediğiniz her şeye sahiptir ve hepsini sizinle paylaşmaya
hazırdır. Çekicidir, güçlüdür, ışıltılıdır en çok neye ihtiyaç duyuyorsanız kolayca
size onu verir. Bir anda bulutların üzerinde uçurur ama sonra aynı hızla yere
çakar. Onlarla yaşamak tıpkı uyuşturucu bağımlılığı gibidir.
Önceleri karşılıksız verir siz alıştıktan ve bağlandıktan sonra kat be kat
geri alır. Sizinle kedinin fareyle oynadığı gibi oynadığını hissedersiniz. Sizi kontrolü altında tutmak birinci vazifesidir. Hayatınızın önceliği o olmalıdır. Hatta mümkünse hayatınızda ondan başka herhangi bir şey olmamalıdır. Ancak aynı zamanda çok güzel, çok başarılı, çok seksi, çok zengin vb olmalısınızdır. Her şeyi talep eder fakat bir şey vermez. Bu ilişkide karşılıklılık yoktur. Sadece onun
ihtiyaçları vardır. Sizinle sevgi temelinde bir bağ kuramaz. Hayatındaki hiç kimseyle derin bir ilişki geliştiremez, onun suları hep sığdır. En temel ihtiyacı “yakıt”tır. Sizden ve diğer kurbanlarından aldığı yakıt sayesinde yaşar. Sizi ve hiç bir kimseyi sizin anladığınız anlamda sevemez. Gerçekte kim
olduğunuzla ilgilenmez. Ona olan hayranlığınızı, sevginizi, takdirinizi, paranızı,
statünüzü, sosyal ortamlarda sizinle görünmeyi sever. Sizi seks için, öfkesini
çıkartmak için, ayak işlerini yaptırmak için, güçlü hissetmek için veya başka bir nedenle kullanabiliyor olmayı sever. Sizi aşağılayabilmeyi, üzmeyi, ezmeyi sever. Kendisini bu şekilde güçlü hisseder. Sevgi onun için fayda
demektir. Faydası kalmamış birisi ona yakıt sağlayamaz ve hiç vakit kaybetmeden
çöpe atılır. Yerine başka yakıt kaynağı bulunur. Hiçbir şey olmamış gibi.
Onlar için insanlar duyguları, kendi kişilikleri
ve ihtiyaçları olmayan nesnelerdir. Sevgileri ve verdikleri değer birinin evindeki bulaşık
makinasını sevmesine benzer. Yeniyken değerlidir. İlk zamanlar özenle kullanılır, sonrasında
ihtiyaç olduğunda. Zaman gelip makine arızalanırsa çöpe atılır, yerine yenisi
alınır. Eski bulaşık makinaları özlenmez, ona ne olduğu merak da edilmez.
Narsistler başlarda anormal değer vererek gökyüzüne çıkardıkları oyuncaklarını bir süre sonra yerin dibine sokup terk ederler. Ancak bu kişilerle olan
ilişkilerini tam olarak kesmezler. Onlar için bitiş kavramı yoktur. Ona göre
siz onun malısınızdır ve siz veya o yaşadığınız sürece canının istediği her şeyi
istediği herhangi bir zamanda yapabilme hakkına sahiptir. Sizi ne kadar korkunç
bir halde bıraktıysa da yeni makine alacak parası olmadığında hiçbir şey
olmamış gibi gelip sizi çöpten çıkaracaktır. Fakat hiçbir zaman o ilk
günlerdeki ışıltılıyı hissedemezsiniz. Bozulmuş ve yıpranmışsınızdır. Narsist
sizi tamir etmez, yalnızca idare eder ve gider.
Bir narsistle insani ilişki kurmaya çalışan herkes bu ilişki içerisindeyken kendini tükenmiş ve çaresiz hisseder. Özellikle de bu kişi eşiniz,
anneniz, babanız, sevgiliniz, çocuğunuz veya diğer yakın ilişki içerisinde
bulunduğunuz biriyse.
Ben bu deneyimi yaşayan biri olarak benzer
süreçlerden geçen insanlarla kendi tecrübelerimi paylaşmak amacıyla bu
bloğu yazmaya karar verdim. Bir sağlık profesyoneli değilim, psikolojiyle ilgili akademik bir uzmanlığım da bulunmuyor ancak bu konuda çok fazla okuyarak, araştırarak en önemlisi de hem bizzat deneyimleyerek hem de başka narsist kurbanlarını dinleyerek tecrübe sahibi olmuş biriyim. Geldiğim
noktada narsistle yakın ilişkide olan birinin perspektifinden sizlere bu kişilik
bozukluğunu anlatmak, bu kişilik tipi ile ilgili edindiğim bilgi ve tecrübelerimi sizlerle paylaşmak ve
narsistle ilişki yaşamanın duygusal zorluklarıyla nasıl başa çıkılabileceğine
dair bir şeyler yazmak istedim.
Eğer sizin de bir narsistle ilişkiniz yaşamınızı zorlaştırıyorsa umarım yazacaklarım size yardımcı olur.
Sevgilerimle,