Bir Psikopat ile Dehşet Evliliği
Hikayemi anlatmaya nereden başlayacağımı bilemiyorum. İsmim
Leyla, narsist bir psikopatla 1 yıla yakın süren bir ilişkinin ardından rüya
gibi bir düğünle evlendim. Benim hikayemde evlenmeden önce her şey çok güzeldi. Sen nasıl
istersen öyle olsun, nasıl dersen öyle yapalım diyerek beni el üstünde tutan
bir adam vardı karşımda. Mutluluktan uçuyordum, buluşacağımız zamanlar saatleri
sayıyordum. Hafta içi işten izin alıp birlikte gezmeler, bana hazırladığı
yemekler, tiyatroya gitmeler, bisiklet gezilerimiz... Her şey istediğim
gibiydi. İlişkimizin 5. Ayında doğum günümde bana evlenme teklif etti. Onunla olmayı o kadar istiyordum ki sonunun
kabus olacağı aklıma bile gelmedi...
Nişanlılık dönemimizde artık yavaş yavaş cicim ayları
bitmişti ve ben bazı gariplikler hissetmeye başlamıştım. İlk zamanlar benim
gitmek istediğim konser, tiyatro gibi etkinliklerin biletlerini benden önce
alan adam yok olmuştu. Önceden birlikte gittiğimiz etkinliklere ben son
zamanlarda artık kendi başıma gidiyordum, o ise kendi arkadaşlarıyla basket
maçlarına vs gidiyordu. Birlikte geçirdiğimiz vakitlerde beni dinlemiyor,
saatlerce kendi sorunlarını anlatıyor. Sıra bana geldiğinde ise ya konuyu
değiştiriyor ya da bu kadar ufak şeyleri dert etmemi küçümser bir havaya
bürünüyordu. Ondaki bu değişimleri fark etsem de o zamanlar kendisinde bir
kişilik problemi olduğunu anlayamamıştım. O dönemde yaşadığımız bir tartışma
sonucunda biraz da sinirli bir yapıda olduğunu fark etmem üzerine ayrılmak
istedim. Yüzüğü kendisine geri verdim. Bu ayrılığı hiç istemedi. Hatta o kadar istemedi ki bir gece kapımıza dayanıp babamla konuştu barışmamız için. Benim
hikayemdeki narsist sapkın, babasını daha annesinin karnındayken kaybetmiş,
doğumdan hemen sonra başka bir aileye evlatlık verilmiş ve 15 yaşına kadar
başkalarına anne baba sanmış birisi. Benim yüzük atmamla birlikte babamla
konuşarak “Benim babam yok siz bana sahip çıkın baba olun beni yalnız
bırakmayın bu hayatta Leyla olmadan yaşayamam ben” diyerek babamı da beni de
ikna etti. Zaten kendisi suçlu dahi olsa öyle güzel manipülasyon yapar, öyle yalanlar söyler ki yalan olduğunu bilmenize rağmen inanırsınız. Bunu o zamanlar bilmiyordum.
Bu olayın ardından 15 gün gibi kısa bir süre içinde rüya gibi bir düğünle
dünyaevine girdik. Limuzinler, korumalar, altından kemerler her şey o kadar
gösterişliydi ki düğün boyunca dolarlar havada uçuşuyordu. Bu kadar kısa sürede
hiç kimse bizden düğün beklemiyordu. Her şeye rağmen mutluydum ve onu seviyordum.
Aynı evin içine girdikten sonra artık karşımda tamamen
bambaşka bir adam bulmaya başladım. Günde 2-3 kere üstünü değiştirirdi. Elbise,
saat ve ayakkabı hastasıydı. Her giydiği de markaydı. Resmen kendine tapıyordu.
Evde neredeyse parmağını bile
kıpırdatmıyor, hiç bir işe elini sürmüyor, beni oradan oraya koşturuyor, her
şeyi benden bekliyordu. Ben öğretmendim. Çocukların sınav kağıtlarını okumam
gerektiğinde evde bunu sorun ediyordu. Ne zaman evde işimle ilgili bir şey
yapmam gerekse bana emirler yağdırıyordu. Kendisi televizyon karşısında
pineklerken ben tam konsantre olmuşken kendisine hizmet etmem için beni
işimin başından kaldırıyordu. Kendi suyunu kendi almaz, çorabını dahi
çekmeceden çıkarmazdı. Ancak bu süreç
içerisinde ona o kadar bağlanmıştım ki kendisine ne derse yapmaya çalışıyor ve
biraz da ondan korkuyordum. Çok güçlü, çok çekiciydi. Büyülenmiş gibiydim.
Ondan ayrılmayı asla düşünemezdim. Her şeyim olmuştu. Garip bir bağ vardı
aramızda. Çalışmamı istemiyordu. "Ben kazanıyorum ikimize de yeter yıpranmanı istemiyorum daha çocuğumuz olacak gerek yok" dedi, bu nedenle evliliğimizin ilk senesinde işimden de ayrıldım.
Evde günlerim ev işleri ve onun kendi işiyle alakalı angarya işlerine koşturmakla geçiyordu. Bütün gün onu memnun etmek için bir şeyler yapmaya çalışıyordum ama asla memnun olmuyordu mutlaka bir şeyi eksik yapmış oluyordum. En ufak bir hata yapsam beni azarlıyor, ne yapmam gerektiğiyle ilgili emirler yağdırıyordu. Hiç bir şeye kendim karar veremiyordum. Eve her şey onun isteği ile alınıyor ve her şey onun taleplerine göre yapılıyordu. İtiraz etmeye kalksam “Bana
hayır demeyeceksin, ben ne dersem onu yapacaksın, sözümden çıkmayacaksın. seninle
olduğum için şükretmen lazım. Hiçbir eksiğin yok, lüks içinde yaşıyorsun”
diyordu.
Bir gün yine böyle bir kavgamızın sonunda bana ilk kez şiddet
uyguladı. Hayatımda ilk kez böyle bir şeyle karşılaşıyordum. Ne yapacağımı, ne
hissedeceğimi dahi bilemeden öylece kaldım. Hemen arkasından siniri geçer
geçmez bana sarılıp ağlamaya, özür dileyip yalvarmaya başladı. Ben şok
etkisinde olduğumdan tepki veremedim.
Saat gecenin 3’üydü. Ve "hadi kalk hazırlan yemeğe gidelim" diye beni
zorla giydirip dışarı çıkardı. Gittik hiçbir
şey olmamış gibi bir yerde yemeğimizi yiyip evimize döndük.
Bu konu hiç açılmadı yeniden. Ancak o zamanlar bunun sadece
başıma geleceklerin kısa bir fragmanı olduğunun farkında değildim…
Saçma sapan bir sebepten kavga çıkarabiliyordu. Bir gün her
şey güzelken akşamında bir anda her şeyi darmaduman edebilir, hiçbir moduna güven
olmazdı. Hasta olduğumda ilgilenmez, kendisine bulaşır diye eve gelmezdi. 1 hafta boyunca hiç gelmediği zamanlar oluyordu. Arada gelir yoklar, iyileşmediysem tekrar giderdi. Bir gün hep beraber pikniğe gittik (onun akrabalarıyla) Beni o ortamda tamamen yalnız başıma bıraktı. Sanki ben yoktum. Bir akrabasının eşinin kız kardeşiyle resmen flört halindeydi. Onların peşinden ayrılmıyor, konuşuyor gülüyor. Bana da iş buyurup yanlarına gelmemi engelliyordu. Derken o akrabasının çocuğunun elini arı soktu. Bizimki birden kahraman kesildi. Apar topar hastaneye götürdü. Nasıl ilgileniyor görseniz. Hasta olduğumda benim yüzüme bakmayan adam, çocuk için deli divane oldu. Saatlerce hastanede bekledi tabii o kızla birlikte. Ben neredeyim ne yaptım umurunda dahi değildi. Eve döndüğünde delirmiş gibiydim ve sağlam bir kavga ettik ve ilk şiddet olayındaki gibi bütün filmi bana
baştan yaşattı. Bana vurdu, sonrasında pişmanlık sahneleri ve yine beni
giydirip gezmeye götürmeye çalışması… Gitmek istemedim. Direndikçe daha çok vuruyordu.
Mecburen gittiğimizde de zorla resim çektirip sosyal medyadan mutluluğumuzu (!)
paylaştırdı. Gülmemi, sarılmamı sonra da resmimizin altına güzel yorumlar
yazarak paylaşmamı istiyordu.. Sıkıysa paylaşma…
Kabusum yeni yeni başlıyordu… Hayatımın aşkının gittikçe
zalim bir adama dönüşmesini izliyordum sanki, beni karşısında zayıf düşürdükçe daha da
çok ezdiğini fark ediyordum. Zamanla çevremden de olmuştum. Ondan başka kimsem yoktu, işim
yoktu. Bütün hayatım oydu. Bu iki kişilik izole hayatımıza bir de misafir
gelmeye karar verdi bir gün…
Bebeğim olacağını öğrendiğimde ilk başta böyle bir evin
içine onu getirmek istemedim. Aldırmayı istedim. Önce duygu sömürüsü, ardından
aldırırsan öldürürüm seni tehditleri eşliğinde bebeğimi dünyaya getirme karını
vermek durumunda kaldım. Şuan iyi ki diyorum gerçi, bebeğim olmasa bir çok şeye
katlanamazdım, bu kadar güçlü olamazdım sanırım… Ancak dünyaya getirene kadar
yaşadıklarımı ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. Benim kadar kötü bir hamilelik
dönemi geçiren insan sayısı herhalde dünya üzerinde parmakla sayılır… Neler yaptı hangi birini anlatayım… Hamileyken
bir gün eve geldiğimde dolaba saklanmış aniden çıkarak beni korkuttu. Güya şaka
yapıyordu. Bir başka gün kendisini dolabın üzerinde buldum. Bazen de ölü taklidi
yaparak yerde yatıyordu beni korkutmak için.
Bir gün beni hamile halimle tuvalete kilitleyip ışığı
kapattı. Ben o esnada evde olduğunu bilmiyordum. Eve gelmiş. Orada olduğumu fark
edince sessizce kapıyı kilitleyip ışıkları kapatıyor ve çığlıklarıma
haykırışlarıma gık sesini çıkarmıyor… Nasıl bir insan bunu yapabilir?
Karanlıktan zaten çok korkuyorum. Biliyordu bunu. Aklım çıkacaktı o gün.
İşkencesini 10-15 dakika kadar sürdürüp
sonrasında kurtarıcı kahramanım pozlarında ortaya çıkması…. Övgü, takdir
beklentisi için yapmayacağı hiçbir şey yok bu insanların. O an olayın şokuyla
anlamasam da sonradan benim için her şey açık ve netti…
O kadar güzel taklit yapıyordu ki gerçekten herhalde çok endişelenmiş olmalı diyordum. Aklımla oynuyordu. Bende bir sorun var herhalde neden uyanmıyorum acaba diye düşünüyordum. Şimdi fark ediyorum ki hepsi saçmalıktan ibaretmiş...
İşkenceleri bunlarla son buldu sanmayın. Diyorum ya güç elde
ettikçe ve siz alıştıkça dozajı artıyorlar. Tam olarak öyle oldu. Hamileyken
sosyal medyaya ilişkin bir kavga ettik. Kendisi benden sürekli birlikte mutlu
pozlarımızı paylaşmamı istiyor, bana paylaştırtıyor ancak kendisi bekar gibi
takılıyordu. Sosyal medyada benimle olan tek bir fotoğrafı olmadığı gibi
kendisine binlerce takipçi satın almıştı. İnstagramında 70 binden fazla takipçisi
vardı. Bununla da yetinmiyor kendi fotoğraflarından slayt gösterileri
hazırlatıp para vererek mafya sayfalarında ünlü iş adamı olarak kendini
yayınlatıyordu. Bunun sonucu olarak da bir fotoğraf paylaşsa kadınlar başta olmak
üzere yüzlerce like alıyordu. Bir gün kendi resmini paylaştığında kadınlardan
kendisine gelen likeları ve tahrik edici mesajları bana gösterdi. Kendisiyle ve
durumla övünür şekilde… Haliyle inanılmaz sinirlendim ve kavga etmeye başladık.
Bana şizofren olduğumu, kıskançlık hastası olduğumu söyleyerek vurmaya başladı.
Karşılıklı öfkemiz dinmiyordu ancak ben hamileydim ve sanki karşısında hamile
bir kadın değil de kendi cüssesinde bir adam varmış gibi vuruyordu…
Sonrasında odadan çıktı gitti. Kavga bitti sanırken bir süre sonra elinde bir bıçakla geri geldi. "Kelime-i şahadet getir seni doğrayacağım" dedi. Hayatımda bu kadar korktuğum tek bir an dahi hatırlamıyorum. Her şey bitti dedim kendi kendime, hayatım bitti. Çocuğumu dahi göremeden, çocuğum dünyayı tek gün dahi göremeden gidiyoruz birlikte… Yalvarıp ağlamaya başladım. Ne olur yapma diye. Ne istersen yaparım dedim ne olur affet… Yalvarırken beni videoya çekiyordu.. Hayatımda hiç bu kadar aşağılandığımı hatırlamıyorum.
Uzatmayayım, o akşam hamile halimle beni karnımdan bıçakladı... Bir insan kendi çocuğunu daha dünyaya gelmeden annesinin karnında bıçaklayabilir mi? İnsan zulmünün gelebileceği boyutları hayal etmeniz için sadece karşınızdakinin ne derece vicdanı olduğunu sorgulamanız yeterli… O akşam yaşadığım dehşeti hayal bile edemezsiniz.
Sonrasında odadan çıktı gitti. Kavga bitti sanırken bir süre sonra elinde bir bıçakla geri geldi. "Kelime-i şahadet getir seni doğrayacağım" dedi. Hayatımda bu kadar korktuğum tek bir an dahi hatırlamıyorum. Her şey bitti dedim kendi kendime, hayatım bitti. Çocuğumu dahi göremeden, çocuğum dünyayı tek gün dahi göremeden gidiyoruz birlikte… Yalvarıp ağlamaya başladım. Ne olur yapma diye. Ne istersen yaparım dedim ne olur affet… Yalvarırken beni videoya çekiyordu.. Hayatımda hiç bu kadar aşağılandığımı hatırlamıyorum.
Uzatmayayım, o akşam hamile halimle beni karnımdan bıçakladı... Bir insan kendi çocuğunu daha dünyaya gelmeden annesinin karnında bıçaklayabilir mi? İnsan zulmünün gelebileceği boyutları hayal etmeniz için sadece karşınızdakinin ne derece vicdanı olduğunu sorgulamanız yeterli… O akşam yaşadığım dehşeti hayal bile edemezsiniz.
Olayın ardından apar topar beni hastaneye
kaldırdı. Allah'a çok şükür ki çocuğuma bir şey olmadan kurtuldum. Her şeyi düzelteceğimizi, bir daha asla yapmayacağını çok pişman olduğunu bir anlık sinir kriziyle yaptığını söyledi yalvarıp yakardı, "çocuğunun babasını hapse mi yollayacaksın, ben olmazsam sen de bitersin, bu olayı unutalım her şey çok güzel olacak söz" diyerek şikayetçi olmamamı söyledi.
Olayın ardından doğuma kadar sakin bir hayat geçirdik. Ancak tabi ki şiddet eylemleri bu olayla son bulmadı. Doğumdan sonra iyice laçkaya bağlamıştı. En ufak bir kavgamızda beni dövebiliyor, kapıya atıyor. Sonra zorla içeri alıyor gitme diyor. Gitmeyip içeri girdiğimde döve döve üzerimi giydiriyor git buradan diyor… Tamam gidicem diyorum, giderken tekrar alıyor gitme diye bir daha dövüyor…
Artık canıma tak etti polise gittim, şikayetçi oldum. Kaç defa karakolluk olduk bu olay öncesinde ve sonrasında. Ancak bir şekilde kendini her olayda haklı çıkarması yetmiyormuş gibi bir kavgamızda kendisi benden önce darp raporu alarak beni mahkemeye verdi… O kadar akıllı ki. Şeytan gibi. Her şeyi saniyeler içinde planlayabiliyor. Böyle bir insanla birlikteyseniz ve evliyseniz her şeyi göze almalısınız. Para onda güç onda, sizden her şeyinizi almış ve güçsüzsünüz, çok fazla konuşmak istemiyorum ama adalet karşısında haklı olma şansınız yok bu şartlarda…
Bir keresinde "Allah senin yanına bırakmaz bunları" dedim. "Allah belanı versin bana bunları yaşatıyorsun" dedim. "Allah gelsin seni kurtarsın" dedi.. "Bak ben sapasağlam ayaktayım, sen dayak yedin" dedi. Ben artık delirme noktasına geldim. Ne pahasına olursa olsun evi terk ettim. Babamın evine sığındım. 3 ay boyunca babamın evinde kaldık kızımla. Sonra yalvar yakar tekrar geri aldı bizi. Belki düzelir, kızım babasız kalmasın diyerek sabredeyim dedim…Ve tekrar ona döndüm. Bu sefer hiçbir şeyimizi eksik etmiyordu. Aklı başına gelmiş, kıymetimizi anlamış gibiydi. Ne istersem gece yarısı dahi olsa alıp geliyor. Yemek yapmazsam kızmıyor dışarıdan söylüyordu. Bu hali aylarca devam etti. Bir tek günde 10 bin lira harcadığımızı biliyorum. Genel olarak para konusunda zaten tutumlu biri değildi. Eline geçeni harcardı. Herkese bahşiş verir. Bol keseden dağıtır. İnsanlar peşinde dört dönüyordu bu özelliği nedeniyle. Her gittiğimiz mekanda özel muamele görürdü. Ama ben kendisinden para istesem, ne yapıyorsun bu kadar parayı diyerek her kuruşun hesabını sorardı ama kendisi kendi isteğine göre para harcamaktan gocunmazdı. O dönemde de varlık içinde yaşıyorduk. Beni üzmüyor, kızımla ilgileniyor ne dersek yapıyordu. Mucizevi bir şekilde ilk günlerimize dönmüştük adeta…
Olayın ardından doğuma kadar sakin bir hayat geçirdik. Ancak tabi ki şiddet eylemleri bu olayla son bulmadı. Doğumdan sonra iyice laçkaya bağlamıştı. En ufak bir kavgamızda beni dövebiliyor, kapıya atıyor. Sonra zorla içeri alıyor gitme diyor. Gitmeyip içeri girdiğimde döve döve üzerimi giydiriyor git buradan diyor… Tamam gidicem diyorum, giderken tekrar alıyor gitme diye bir daha dövüyor…
Artık canıma tak etti polise gittim, şikayetçi oldum. Kaç defa karakolluk olduk bu olay öncesinde ve sonrasında. Ancak bir şekilde kendini her olayda haklı çıkarması yetmiyormuş gibi bir kavgamızda kendisi benden önce darp raporu alarak beni mahkemeye verdi… O kadar akıllı ki. Şeytan gibi. Her şeyi saniyeler içinde planlayabiliyor. Böyle bir insanla birlikteyseniz ve evliyseniz her şeyi göze almalısınız. Para onda güç onda, sizden her şeyinizi almış ve güçsüzsünüz, çok fazla konuşmak istemiyorum ama adalet karşısında haklı olma şansınız yok bu şartlarda…
Bir keresinde "Allah senin yanına bırakmaz bunları" dedim. "Allah belanı versin bana bunları yaşatıyorsun" dedim. "Allah gelsin seni kurtarsın" dedi.. "Bak ben sapasağlam ayaktayım, sen dayak yedin" dedi. Ben artık delirme noktasına geldim. Ne pahasına olursa olsun evi terk ettim. Babamın evine sığındım. 3 ay boyunca babamın evinde kaldık kızımla. Sonra yalvar yakar tekrar geri aldı bizi. Belki düzelir, kızım babasız kalmasın diyerek sabredeyim dedim…Ve tekrar ona döndüm. Bu sefer hiçbir şeyimizi eksik etmiyordu. Aklı başına gelmiş, kıymetimizi anlamış gibiydi. Ne istersem gece yarısı dahi olsa alıp geliyor. Yemek yapmazsam kızmıyor dışarıdan söylüyordu. Bu hali aylarca devam etti. Bir tek günde 10 bin lira harcadığımızı biliyorum. Genel olarak para konusunda zaten tutumlu biri değildi. Eline geçeni harcardı. Herkese bahşiş verir. Bol keseden dağıtır. İnsanlar peşinde dört dönüyordu bu özelliği nedeniyle. Her gittiğimiz mekanda özel muamele görürdü. Ama ben kendisinden para istesem, ne yapıyorsun bu kadar parayı diyerek her kuruşun hesabını sorardı ama kendisi kendi isteğine göre para harcamaktan gocunmazdı. O dönemde de varlık içinde yaşıyorduk. Beni üzmüyor, kızımla ilgileniyor ne dersek yapıyordu. Mucizevi bir şekilde ilk günlerimize dönmüştük adeta…
Ondaki bu çabaları gördükçe ben de evliliğimizi kurtarmak
adına onun ufak tefek huysuzluklarını alttan alıyordum. Ancak yine de bugünlerimiz de çok uzun sürmedi. Bir gün durduk yere gece beni boğazlarken uyandım. Boğazımı
sıkmasından dolayı boğazlarım şişmişti. Ertesi gün sanki kendisi hiçbir şey
yapmamış gibi çok soğuk su içiyorum boğazlarım şişiyor diye beni azarladı… Hadi
diğer olaylarda bir şekilde ben onu kışkırtıyordum diyelim, çünkü kendimi suçlu
hissettirmekte aklımla oynamakta da üzerine yoktu… Bu olayda ne yapmıştım? Hiçbir
şey bulamıyordum kendimi suçlayacak ve kendisini sorgulamaya başladım.
"Annen seni küçük yaşında bırakıp gitmeseydi böyle bir insan olmayacaktın" dedim. Garip bir şekilde annesi onu bebekken bırakıp gitmesine rağmen ona toz kondurmuyordu. Hatta annesine tapıyordu. Bu lafımın ardından beni yine hakaretler eşliğinde dövmeye başladı. Saçımdan tutup arabaya götürdü. Bebeğimiz evde yalnız başına kalmıştı. Ben kimdim ki onun annesine laf söyleyebiliyordum? Bir anda hayatımız yeniden aniden kabusa dönüştü. Eve dönelim bebeğim evde diye ağlamalarıma karşılık beni darp ederek susturarak ormana götürdü. Taş olsa çatlar demir olsa erir. "Seni bu ağaca bağlicam, köpekler yesin seni" dedi. Beni o karanlıkta o ağaca bağlamaya başladı. Korkudan bayılmışım… Gözümü açtığımda bizi Şile’de bir otele götürmüştü… Kızım da yanımdaydı. Sabah Saklıgöl’de kahvaltı yaparız diye seni getirdim şaka yaptım dedi…
"Annen seni küçük yaşında bırakıp gitmeseydi böyle bir insan olmayacaktın" dedim. Garip bir şekilde annesi onu bebekken bırakıp gitmesine rağmen ona toz kondurmuyordu. Hatta annesine tapıyordu. Bu lafımın ardından beni yine hakaretler eşliğinde dövmeye başladı. Saçımdan tutup arabaya götürdü. Bebeğimiz evde yalnız başına kalmıştı. Ben kimdim ki onun annesine laf söyleyebiliyordum? Bir anda hayatımız yeniden aniden kabusa dönüştü. Eve dönelim bebeğim evde diye ağlamalarıma karşılık beni darp ederek susturarak ormana götürdü. Taş olsa çatlar demir olsa erir. "Seni bu ağaca bağlicam, köpekler yesin seni" dedi. Beni o karanlıkta o ağaca bağlamaya başladı. Korkudan bayılmışım… Gözümü açtığımda bizi Şile’de bir otele götürmüştü… Kızım da yanımdaydı. Sabah Saklıgöl’de kahvaltı yaparız diye seni getirdim şaka yaptım dedi…
Bu son olay üzerine yeniden babamın evine geldim. Bu sefer sessizce. Şu an nerede olduğumu bilmiyor, hiçbir şekilde bana ulaşamıyor. Kendisiyle birlikte bütün arkadaşlarını ve akrabalarını da engelledim. Yetmedi numaramı değiştirdim, ancak nerede olduğumu tahmin ediyordur diye düşünüyorum. Boşanma davasını açtım ve bu sefer ne pahasına olursa olsun bu adama geri dönmeyeceğim. Bu sayfayla tesadüfen karşılaştım, eğer evlenmeden önce bu sayfayı görseydim bu adamla asla evlenmezdim diyorum. Böyle bir kişilik yapısındaki bir adamla karşılaşıp evlenemedik diye asla üzülmeyin, evlenseniz üzerine bir de çocuğunuz olursa aklınıza dahi gelmeyecek korku filmi sahnelerinin başrol oyuncusu olarak bulacaktınız kendinizi. Bundan hiç şüpheniz olmasın…
Döktüğün her bir damla yaş canının yandığı her bir salise cennette nimetin olsun inşallah Leyla ve inanıyorum olacaktır. Bu dünya fani, baki hayatta inan kazanan biz olacağız inşallah.
YanıtlaSilAllah onu bildiği gibi yapsın. Sakın donme, zor olcak ama dayan. Kendine yeni bir hayat kur!!
YanıtlaSilİnamadim sana ya bunları gerçekten sen mi yasadin
YanıtlaSilİnşallah oda kanser olur benimkide olur duyariz yanlarına kalmamış
SilOnlara hiçbir şey olmaz Böyle adamlar kanser de olmaz grip bile olmaz gider başkasını bulur onu kanser eder.olan kadınlara oluyor Kadın akıllı olacak Kendi değerini bilecek böyle adamlara pabuç bırakmayacak. Yoksa daha çook ağlar çok delirir. Adamın da umrunda olmaz . Çözüm basit anladığın anda VAZGEÇECEKSİN !!!
SilNarsist sapkın denilen şahıslara aynı zamandaa psikopat diyebiliriz zannedersem doğru mu acaba bilenler yazarsa çok sevinirim.
YanıtlaSilYok artık bacım şok oldum bu nedir😳
YanıtlaSilYuhh daha nelerr.
YanıtlaSilKesinlikle her satirina inaniyorum Allah yardimcininiz olsun Rabbim yasattiklarinin kat ve katini kendidi yasar
YanıtlaSilAllah uzak etsin böylelerinden , bıçaklaması ormana götürmesi ne korkunç şeyler , benim yaşadıklarım hafif geldi bunları duyunca Allah evlatlarımızı bizi korusun
YanıtlaSilDoktora gittiğinizde karnınızdan bıçaklamış polisler bu durumu araştırmadı mı. Muhakkak sorgularlar. Nasıl suçunu gizledi ki göz altına almaları gerekirdi. Eşim yaptı ama şikayetçi değilim demek adamı kurtarmaya yetiyor mu
YanıtlaSilBu kadar manyağını ilk kez okuyorum daha neleri varmış ucuz kurtulmuşum diyor insan . Ama sizi hamileyken bıçaklayan birine 2. Şans vermek de ne bileyim insan anne olunca demek ki daha farklı düşünebiliyor
YanıtlaSilBir narsistren vazgeçmek kolay değil gerçi Adam öldürse bile onu istiyorsun allah kolaylık ve sabır versin bu tür ilişki yaşayan kadınlara Keşke bizler de normal olabilseydik
YanıtlaSil:D, benim ki bir gün beni çıldırtmıştı.. Konu wallaha konu değil. mercimek tanesi yanında büyük kalır. ki ben gerçekten çok sakin bir adamımdır. Neyse, alttan al olmaz, yalvar olmaz, özür dile olmaz ya ne yaparsam yapayım hem susmuyor hem ne kişiliğim kaldı, ne anamın babamın terbiyesi kaldı, ne adamlığım ne erkekliğim derken wallaha gözüm döndü... Hani filimlerde adam der ya gözüm döndü, aynen öyle.. kendimi onun boğazını sıkarken buldum..Bir anda kendime geldim napıyorum ben ya dedim.. La resmen katil olacağım durduk yere. O ise naptı biliyor musunuz o haldeyken gülüyordu ... kapıyı çarpıp çıktım bir gün eve gitmedim naptı biliyor musunuz, yalvar yakar eve çağırdı.. düzeldi mi hayır.. devam ediyor muyuz evet.. ama ben artık akıllandım.. özellikle de elimi kırdıktan sonra iyice akıllandım.. o zaman da gülmüştü.. Nasıl bir manyak sürüsü bunlar allah bize sabır versin.
YanıtlaSilNedesim kesildi okurken, bu nasıl bir vicdansızlık. Umarım hayatınız artık çok güzel olur siz bunu fazlasıyla haketmişsiniz Allah size güzel günler görmeyi en güzel şekilde göstersin. Gerçekten size dua ettim.
YanıtlaSilHikaye'yi okurken şok oldum. Bu tam bir psikopat. Başkası olsa yargılar nasıl devam ettin der ama bu durumu narsistle yaşayan bilir. Allahım bizi ve çocuklarımızı korusun, çocuk olunca çok zor hep hayatımızda olacaklar, en kötüsü çocuğuma zarar vermez inşallah ben yanında yokken diyorsun.
YanıtlaSil