Doğru Yerdeyim Hissi
Yaşadığım ilişki içerisinde her şeyi çözmeme rağmen en anlamadığım şey nasıl olup da hala onun yanındayken dünyadaki en doğru yerdeymişim gibi hissedebildiğimdi. Benim için hiç uygun biri olmadığını, beni incittiğini, aramızdaki bağın yüzeyselliğini ve ruh hastası olduğunu fark etmeme rağmen bile o yanımdayken sanki olmam gereken yerdeydim. Bu çok mantıksız geliyordu. Bana sarılınca her şeyi unutuyordum. Güçlü bir şekilde orda kendimi tamamlanmış hissediyordum. Yeteri kadar sarılırsa sanki içimdeki bütün yaralar iyileşecek gibi geliyordu. Ve başka hiç bir insan bende bu etkiyi yaratamıyordu. Bu nasıl oluyor peki?
Bunu çok düşündüm. Hislerimde bu kadar yanılamam dedim. Sanki hep onu aramış sonunda bulmuş hissediyorsam her şeye rağmen bunda doğru bir şey var dedim. Mutlaka yapabileceğim bir şeyler olmalıydı. İlle de o olması gerekiyordu, sanki kaderim gibi geliyordu.
Şimdi anlıyorum ki bu hissin altında yatan 2 temel neden var aslında:
Birisi benimle, diğeri de onunla alakalı.
Onunla alakalı olan kısım aynalama yapması. Duymaya ihtiyacım olan her şeyi tam da duymak istediğim zamanlarda bana söylemesi. (Bunları gerçekten düşünmüyor ve hissetmiyor olmasına rağmen) Benim kişiliğimi çalıp bana yansıtması. Sanki o da öyleymiş gibi. Yüzeysel ilişkiler ona göre değilmiş gibi, hayalleri benim hayallerimmiş gibi. Benim için yaratılmış beyaz atlı prensimmiş gibi davranmaları.
Benimle ilgili olan kısım ise "doğru yer" kavramını ben çok küçükken yanlış öğrenmiş olmam. Yarattığı sahte beyaz atlı prensin maskesi düştükten sonra bile içimdeki bu hissin tam olarak geçmemesinin nedeni bu. Ben yalnız bir çocuktum. Annem babam çalıştığı ve bir kardeşim de olmadığı için çoğunlukla yalnız büyüdüm. Evimizin içi de çoğunlukla huzursuzdu. İhtiyacım olduğunda ihtiyaç duyduğum ilgi ve sevgiye koşulsuzca erişemiyordum. Sanki hep bi bedel ödemem, bir mücadele etmem gerekiyordu bunun için. En temelde, sevgiyi öğrendiğim ortamda hep bir korku, kaybetme ve terk edilme tehlikesi, yalnızlık ve mücadele vardı aslında. Yıllar sonra karşıma çıkan adam bana aynı ortamı yarattığında bilinç düzeyinde farkına varamasam da içimde bir şeyler tetikleniyordu. Sevgi için uygun koşulları bulduğumu sanıyordum. İşte doğru yerdeyim hissi buydu.
Tavır ve yaklaşımlarının ailemizinkiyle aynı tonda olduğunu düşündüğümüz kişilerin "doğru insan" olduğu hissine kapılırız. Doğru sevgi ifadeleri, ilgi, onay ve destek veren ailesi olan çocuklar, yetişkin olduklarında da benzer güveni, sıcaklığı veren ve olumlu hissettiren kişilere yönelirler. Hatta manipulasyonları ve eleştirileriyle negatif hissettirenlerden kaçınırlar. Tavırları caydırıcı gelir.
Sevgiyi doğru şekilde alamamış çocuklar ise önceki sağlıksız ilişki koşullarını yaşayabildikleri kişilerle beraber olmaya eğilimdirler. Daha iyi, daha nazik, daha düzgün ilişki kurabilen insanlarla zorluk yaşarlar. Bu erkekler sıkıcı gelir çünkü mücadelenin ve kaosun olmadığı yerlerde sevginin yeşerebileceği öğrenilmemiştir.
Hislerimizin bizi götürdüğü "doğru" yer, bize tanıdık gelen uygunsuz sevgi ortamı aslında. Tekrar aynı ortamı oluşturup ordaki yaramızı iyileştirmeye çalışıyoruz bilmeden. O zaman yapamadığımızı şimdi yapabilmek için, kendi sevgimizin gücüne inanıp hiç düzelmeyecek bir şeyleri veya birilerini düzeltmek için uğraşıyoruz yine. Ve yine aynı yanlış noktaya gelmiş buluyoruz kendimizi. Yıpranmış, dağılmış, yalnız ve mutsuz olarak..
Birinin değişmesini beklemek her zaman kendimizi ve hayatımızı değiştirmemizden daha kolay gelir. Aslında öğrenmemiz gereken ve asla öğrenemediğimiz için sürekli aynı noktaya gelip durduğumuz konu şudur ki: Gücümüzü birilerinin veya bir şeylerin değişmesi için değil ancak kendimizin değişmesi için kullanabiliriz. Hiç kimseyi değil ama kendimizi iyileştirebiliriz sevgimizle, kendimize duyduğumuz şefkatimizle, kötülüklerden koruyarak ve kendimize inanarak.
Hislerimiz her zaman bizi "doğru" yere direkt olarak götürmeyebilir. Ama doğruyu görebilmemiz için bize ışık tutar. Ve o ışığın sonunda mutlaka öğrenmemiz gereken bir şeyler vardır.
Boyle hissetmenin nedenlerinden biri de 'trauma bond'... Narsistler travmatik bir sekilde bag kuruyorsun. Beynimiz eroin bagimlisinin beyni gibi calismaya basliyor. Beyindeki kimyasallar uyusturucu bagimlisinin beynindekilerle ayni oluyor. Bir odul almak icin 9 sacmaliga katlanmaya basliyorsun ve beyin o odulu istiyor.
YanıtlaSil